Proje yönetiminde biraz paranoya sahibi olmak iyidir. Riskler her taşın altında, her kapının arkasında saklanmış olabilir. Risk her yerdedir, proje yönetiminde riskler ile karşılaşmadığımız nadir zamanlar tüm koşulları ve değişkenleri bildiğimiz ve kontrol edebildiğimiz anlardır ve böyle anlar çok nadirdir.
Risk yönetiminde en çok ihtimam göstermemiz gereken konu riskleri nasıl kategorize edebileceğimizi öğrenmektir. Riskler arasındaki ayrımı yaparak iyi bir sınıflandırmada bulunmak bizi öne geçirecektir. Temelde iç ve dış olmak üzere iki risk kaynağı vardır. İç riskler proje veya organizasyonun bünyesinde bulunan unsurlardan oluşabilecek risklerdir. Dış riskler ise organizasyonumuz dışında olup projeyi bir şekilde etkileyen faktörleri içeren risklerdir. Dış risklerin en önemli özelliği onları kontrol edemeyiz sadece onları tanımaya çalışarak hazırlık yapabiliriz.
Elbette riskleri farklı şekillerde de kategorize edebiliriz. Bu kategorize şekillerinden birisi de işlevselliğe göre ayırmak olacaktır.
Teknik Risk; üretim hattı ya da ar-ge çalışmalarında temelde mühendislik problemlerinden meydana gelebilecek olan risklerdir.
Pazar riski; geliştirdiğimiz ürün veya hizmetin başarısız olma riskidir. Pazar payında istenilen talebi görememesi veya rakiplerin farklı strateji ya da ürünler ile sizi ekarte etme çabaları olabilir.
Finansal Risk; nakit akışı ve karlılıkla ilgili riskleri içerir. Projelerin veya işletmelerin hassas bir biçimde bütçelendirilmesi elzemdir. Yoksa ne kadara başarılı bir projeniz olursa olsun parasızlıktan dolayı tamamlayamazsanız hiçbir işe yaramaz.
İnsan Riski; projede rol alan tüm personel ya da dış paydaşlar içerisinde en çok karşılaşılan risk türüdür. İnsanın olduğu yerde hata olacaktır yapmamız gereken potansiyel hata ve riskleri öngörerek hazırlıklarımızı yapmak olacaktır.