Tüm başarılı liderler, enerji ve iyimserlikle harmanlanmış muazzam bir özgüven duygusuna sahiptir. Hayatlarının erken dönemlerinde “yapabilirim” duygusuna erişmişlerdir. Bu duygu ile tatmin olmaları onların risk almalarına, deneyimlerinden ders çıkarmalarına ve nihayetinde içinde büyüdükleri dünyadan daha geniş bir oyun alanında başarılı olabileceklerine işaret etmiştir.
Kendine güvenen liderler, aynı zamanda bir hedefe ulaşıldığında elde edilecek olan memnuniyete bağımlıdırlar, bu da onları sonuç odaklı bir hale getirir. Başlarına gelecek olan aksiliklerde karamsarlığa kapılmaları pek olası değildir, hatta bu gibi durumları bir fırsat olarak görürler ve genellikle riskler için planları hazırdır.
Kendine güvenen liderlerin, başlangıçta popülerliğine bakılmaksızın, risk alma ve işi için iyi bir şeyler yapma olasılığı daha fazladır. Zor durumlarla başa çıkma ve çalışanlarını sakinleştirebilme kabiliyetleri yüksektir. Liderin iyimserliği diğer çalışanlara da sirayet eder. Olayların kötü tarafından bakan liderler başkalarının hata ve eksikliklerine odaklanırken, iyimser liderler bireylerin güçlü yanları ve potansiyelini göz önünde bulundurur.
Liderin gösterdiği iyimserlik bulaşıcıdır. Bu tip liderlik, enerjilerini çalışanlarını geliştirmeye ve kurum kültürüne pozitif bir enerji aşılamaya yatkındır.