Liderlik yaparken kendinizi rahat hissetmeli ve sürekli gelişerek hızınızı artırmalı tepki sürenizi düşürmelisiniz. Liderlik esnasında zaman yönetimi ve zamanlama duygusunu geliştirmelisiniz. Yönetim tarzınızda belli bir tempo oluşturmalısınız, belirli bir ritim tutturmalısınız. Tıpkı dans pistine adım atmak gibi, bir yönetici olarak başarılı olmak için belirli bir miktarda ritminiz olması gerekir. Sadece yönetim ya da liderlikte değil tüm hayatımızda bir ritim yakalamalıyız. Bu ritimler günlük rutinlerimizi oluşturan şeylerdir. Tanıdık olduğumuz ve alıştığımız kalıplardan başkası değildir. Her gün, işlerimiz de dâhil olmak üzere hayatımızı oluşturan görevlerden ve ritüellerden geçerken belirli kalıpları tekrarlarız. Kalıplara aşina olduğumuz, sürekli tekrarladığımız için rahat hissettirir. Bu kalıplar bazen reflekse dönüşüyor ve üzerinde fazla düşünmeden enerji harcamadan halledebiliyoruz. Bildiğimiz bir şarkıda dans etmek gibi gözü kapalı ezbere adım atmak sanki.
Belirsizlikler rahatsız edicidir. Hayatımızda bir sonraki adımda ne olacağını bilemiyorsak tedirgin olmamız normaldir. Hele ki elimizde örnek dahi yoksa hiç tanıdık bir şeye rastlamamışsak içimiz daha zor. Bu durumda yalnız, bir çölün ortasında çaresiz kalmış hissedersiniz. Hayali olarak uçtuğunuzu farz edin ve çaresizce kaldığınız çölde havalanın, yeteri kadar yükseğe çıktığınızda, odak noktasına daha uzaktan baktığınızda çözümü görebilir ve ritminizi buna göre ayarlayabilirsiniz.
Yönetiminizde bir ritim oluşturduğunuzda insanlar sizdeki farkı görecekler. İşlerin kontrolünü ele almış ve kendine güveni yüksek görüneceksiniz. Bu fark tam olarak kestirilemese bile genel anlamda değişim hissedilecek. Hiçbir şey sizi korkutamayacak çünkü “kontrol noktasında” olacaksınız. Bir sonraki adımınızın ne olması gerektiğini ve hangi adımların takip edeceğini bileceksiniz. Ritminizi oluşturmuş ve adımlarınızı profesyonelce atarken dans pistinde ışıldayan bir star gibi görüneceksiniz.
Artık yaptığınız tüm işlere sanki yıllardır yapıyormuş gibi aşinasınız. Telefona cevap verirken, toplantıda, rapor hazırlarken. Bunu fark ettin ve ritmine alıştın, bunu asla bırakma, çünkü burası senin alanın.
Krizlerle boğuşurken bile çalışmanızda bir ahenk, akış ve ritim var. Sanki böyle bir durumla daha önce karşılaşmış ne yapacağını bilen, güven veren. Liderliği ele aldınız, diğerleri peşinizden gelecek. Hala sizdeki değişikliği fark ediyorlar ama tam olarak adlandıramıyorlar. Hatta bazıları, sanki sosyal bir etkinlikteymişsiniz gibi, çevrenizde olup bitenlerden zevk alıyormuşsunuz gibi, iş gününüzü zahmetsizce geçirirken kendi kendinize bunun size eğlenceli geldiğini düşünüyorlar. Hatta belki de birazcık kıskanıyorlar ve sizin gibi olmak istiyorlar.